Salute Kilisesine doğru
Venedik'te bir arşiv çıkışında havanın güzelliğinin de cazibesiyle kendimi Zattere Limanı'na attım. Aldım elime kitabımı ve denize karşı limanda martıların sesleri eşliğinde gözüme çarpan güneş ve yüzüme hafif hafif değen rüzgâra karşı kitabımı okuyup bir şeyler yedim. Daha sonra kendime ayırdığım bu güzel zaman dilimlerini güneşin batışına doğru güzel bir noktada sonlandırmak için Basilica di Santa Maria della Salute'ye, yani Salute Kilisesi'ne gittim. Güneşin batışını kilisenin son basamağı kanala uzanan merdivenlerinde oturup tek başıma izlemek istiyordum.
Kilisenin önünde tango gösterisi
Kilisenin önünde telaşlı bir kalabalık gördüm. Bir dans okulu açık havada tango gösterisi sergiliyordu. Yaşları 20'den 70'e kadar değişen olgun insanlar gurubu gecenin ruhuna uygun olarak giyinmişlerdi. Tek başıma sırtımı kilisenin duvarına yaslayarak onların romantik danslarını izledim. Salute Kilise'nin merdivenleri benim gibi bu nefis gösteriye hayran hayran seyre dalanlarla dolmuştu. Bir yandan kilisenin muhteşem yapısı bir yandan da nefesleri kesen bir tango gösterisi bana yine bulunduğum yerde zaman atlamaları yaşatmıştı.
Venedik'te hastalıklar
Venedik'te efsaneleşen öykülerin başkahramanı hep hastalıklardır. Özellikle veba uzun yüzyıllar boyunca insanlığın kâbusu olmuştur. Venedikliler uzun yüzyıllar boyunca ara ara vebaya, sarıhummaya ve başka ölümcül hastalıklara maruz kalmışlar. Şiddetle ve hızla yayılan hastalıklar şehirde büyük kayıplara neden olmuş. Öyle acıklı hikâyeler yaşanmış ki vebadan dolayı insanlar bunu tanrının bir cezası olarak görmeye başlamışlardır. Bu nedenle çareyi yine Tanrı'da aramışlar her salgının anısına eşsiz mimari harikaları olan kiliselerini inşa etmişlerdir. İşte bu Salute yani Sağlık Kilisesi de 1600'lü yılların başında bir veba salgınının anısına inşa edilmiş ve Meryem Ana'ya adanmıştır.
Salute Kilisesi
Salute Kilisesi, Canale Zattere ile Canal Grande arasındaki yarım adanın en uç kısmında büyük ihtişamıyla uzanır ve adeta şehre gelenleri selamlar. Hem bulunduğu konum hem de kilisenin küçük olmasına rağmen oldukça ihtişamlı olması insanda bir anda hayranlık ve şaşkınlık uyandırır. Kilisenin önündeki merdivenler Canal Grande'ye doğru uzanır. Merdivenlerden başınızı kaldırıp baktığınızda kilisenin büyüsü sizi etkisine alır. Buna dayanamayıp sırtınızı kiliseye döndüğünüzde ise bu sefer şehir sizi büyüler. Accademia Köprüsü'ne çıkıp akşamüstü kiliseyi seyre daldığınızda da aynı büyüye kapılırsınız.
Venedik'te her vebanın ardından bir kilise inşa edilmiş
Daha önce yine başka bir veba salgını için Giudecca Adası'na inşa edilen Redentore Kilisesi ile Salute Kilisesi konum itibariyle karşılıklıdır ve adeta birbirlerini tamamlayan iki ayrı parça gibidir. Bu iki parça her Redentore festivalinde bir tahta köprü ile birleşir ve şehirde büyük bir festival düzenlenir. Giudecca Adası ve Zattere Limanı ışıklarla donatılır ve aynı günün akşamında şehirde Bacino di San Marco'da iki kilisenin ve tabii ki San Marco'nun önünde büyük bir havai fişek gösterisi düzenlenir. Aralıksız yarım saatten fazla süren bu gösterinin ardından Venedikliler hep birlikte Redentore Kilisesi ile Salute Kilisesi arasına sadece bir gün için kurulan köprüden karşıya geçerler. Bütün bu ritüel Redentore Şenlikleri adı altında yapılır. Salute Kilisesine atfen ise 21 Kasım'da bir gösteri olur ve Venedikliler bu sefer geçici tahta köprüyü Salute Kilisesinden San Marco Meydanı'na doğru uzanacak şekilde kurarlar.
Salute Kilisesi ile Barok döneme geçiş
Salute Kilisesi aynı zamanda bir devrin de değişimi demektir. Zira bu kilise ile dört cepheli, haç planlı Rönesans formu, yerini çok cepheli bir görünüme bırakmıştır. Barok mimar Longhena bu cephelerin her birini bir başka biçimde düzenlerken, kubbeye geçişteki spiral volütlerle Rönesans'ın sert çizgilerini kırmayı amaçlamıştır. Bence oldukça da başarılı olmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder