23 Mayıs 2018 Çarşamba

2018 Venedik Bienali, Mimari

Heyecan sardı yine San Marco’nun aslanlı şehrini... Yine bir Venedik Bienali ve yine sanat kokan şehrin sanatseverlere büyük hizmeti... Bienal bilindiği üzere son yüzyılın en rağbet gören sanat organizasyonu olarak ilk defa Venedik’te açılmış ve daha sonra dünyanın bir çok farklı şehirlerinde de devam etmişti. Kelime anlamı her ne kadar “biennale” yani iki yılda bir anlamı taşısa da esasında bu etkinlik Venedik’te bir yıl sanat bir yıl da mimari bienali olarak her yıl düzenleniyor. Ben şahsen özel ilgi alanıma girdiği için mimari bienaline karşı hep daha yakından ilgi duyuyorum. Dünyadaki mimari gelişimleri ve günümüz yaşantısının güncel mimariye olan etkisini bienal sergilerinde fazlasıyla hissediyorum ve bana kalanlar kendi yaşam alanımı yeniden dizayn etmemde bana çok yardımcı oluyor. Sizler de bu büyük sanat etkinliğini görmek ve hayatınıza doyasıya sanat katmak için hadi yola çıkın ve Venedik’e gelin.

Dünyanın en büyük bienal organizasyonuna ev sahipliği yapan Venedik şehri 16. kez mimarlar için evinin kapılarını, bahçelerini, tersanelerini, tarihi saraylarını ve meydanlarını sanatseverlerle buluşmak üzere açıyor. 26 Mayıs-25 Kasım 2018’de Venedik’te Arsenale ve Giardini iki ana merkez olmak üzere şehrin bir çok farklı noktasında açılacak olan sergilerle altı ay boyunca sabah 10.00’dan akşam 18.00’e kadar açık kalacak olan sergi alanları sanat severleri ve bienal müdavimlerini bekliyor olacak. (Bienal alanı sadece dört pazartesi günü kapalı olacak: 28 Mayıs, 13 Ağustos, 3 Eylül ve 19 Kasım).

Türkiye’nin pavyonunun da bulunduğu iki önemli sergi alanı olan Giardini ve Arsenale bölgesi birer girişli olmak üzere, iki farklı gün ya da aynı günde 25 Euro karşılığındaki bilet ile gezilebilir.

Freespace

16. Mimarlık Bienalinin iki kuratörü olan Yvonna Farrelle ve Shelley McNamara, 7 Haziran 2017 tarihinde Bienal başkanı Paolo Baratta ile yaptıkları basın toplantısında “Freespace” yani “Serbest Mekan” başlığını bienale tema olarak seçtiklerini ilan ettiler.

İnsanlar ve mekanlar arasındaki anlamlı bağı besleyen ve destekleyen mimarlığın temel yeterliliğini sürdüren kavramların "cömertlik" ve "düşüncelilik" olduğuna inanan Yvonne Farrell ve Shelley McNamara, bu iki kavramı serginin odağı haline getiriyor. Mimarlık, özünü iyimserlik ve devamlılıktan alan bu kavramları, cömertlik ve küratörlerin nitelendirdiği ‘Serbest Mekan’ı takas etmek için duyulan tutku ile somutlaştırıyor. Farrell ve McNamara, mimarlıktaki insan, mekan, zaman ve tarihe dayanan çeşitlilik, özgüllük ve devamlılığı ortaya çıkarmak ve bu dinamik gezegen üzerindeki mimarlık kültürünü ve ilişkisini sürdürmek adına tüm katılımcıları kendi ‘Serbest Mekan’larını Venedik’e taşımaya davet ediyor.

Bienal sergisi, ‘Freespace' teması çerçevesinde, yüzeyin değişim, zenginlik ve maddeselliği; hareketin düzenlenip sıralanması, mimarinin somutlaşan gücünün ve güzelliğinin açığa çıkarılması gibi, mimarlığın temel niteliklerini ele alan örnek, öneri ve işleri bir araya getirecek. Ölçek ve niteliğin mekansal ve fiziksel varlığını gözler önüne serecek olan serginin, özellikle mimarlığın karmaşık mekansal doğasıyla iletişim kurarak ziyaretçiyi etkilemesi bekleniyor.

Küratörler, mimarlığı daha kapsamlı şekilde anlamak, temel mimari değerler hakkında tartışma başlatmak, mimarlığın insanlığa yaptığı kanıtlanmış ve kalıcı katkıları kutlamak üzere bienal ziyaretçilerinin etkin duygusal ve entelektüel katılımını bekliyor.

Serbest Mekan algısının sunduğu çağrışımlar insan ruhunun cömertliği ile birleşecek ve günümüz dünyasının ihtiyaçlarına mimari alanında cevap vermeye çalışacak. Venedik bu anlamda bienalin teması ile uyumlu şekilde büyük mekanlarını sanatçıların hizmetine sunuyor. Yaklaşık on yıldır bu şehirde yaşayan bir akademisyen olarak söyleyebilirim ki bu şehir bir zamanlar şehrin koruyucusu olan Aziz Markus’un tüccarlarına Doğu Akdeniz’i fethetme imkanı vermişti, günümüzde ise aynı şehir eşsiz güzelliği ve görkemli geçmişinden geriye kalan harebe olmaya yüz tutmuş binaları ile sanat severleri fethediyor. Bienal zamanı bütün şehir dünyanın dört bir tarafından gelen sanatseverleri bir araya getiriyor. Açılış kokteyllerinde günümüz sanat dünyasının belki de yıldızlaşan artistleri ile birebir tanışma ve hatta uzunca sohbet etme imkanı bile bulunuyor.

Esasında çoğu insanın yabancı olduğu modern sanat anlayışı ve bu anlayışın temsilcisi olan sanatçılar için Venedik bienali adeta bir oksijen çadırı vazifesi görüyor. Sanatçı derdini anlatmaya çalışırken yüzbinlerce insan da sanatçının aktarımından bir mana çıkartmaya çalışıyor. On yıldır tadına vara vara ve gerçekten özümseyerek gezdiğim bienal sergileri içerisinde sanatın esasında yaşayan bir varlık gibi içinde bulunduğu ortam ve durum ile şekillendiğini gördüm. Günümüz insanının varolan bütün problemleri son yılların bienal etkinliklerinde işlenen konuların başında geldi: Suriye’de yaşanan iç savaş, Akdeniz’de batan botların ardından yitip giden hayatlar, karaya vuran bedenler, azınlıkların günümüz siyasi anlayışında sürdürdükleri yaşam biçimleri, insanoğlunun doğaya verdiği zarar ve mekanikleşen hayatlar, toprağa değmeyen ayaklar, estetikten yoksun yaşam alanları ve bir yandan da hala korumaya çalıştığımız öz benliklerimiz, köklerimizden gelen alışkanlıklarımız, eskiye olan özlemlerimiz ve bitmek bilmeyen ihtiyaçlarımız... Sanat severlerin en çok ilgisini çeken çalışmalar umut vaadedenler oluyor. Mesela geçen sene Lorenzo Quinn tarafından Ca’ Sagredo otelinin ön yüzüne yerleştirilen zarif eller “Support” adı ile neredeyse bir yıl boyunca yerinde kaldı. Uzun süredir kendi problemleri ile boğuşan şehir Lorenzo’nun elleri ile adeta küresel ısınmaya, denizaltında kalarak sonsuzluğu uğurlanmaya, kaybetmeye mahkum olmadığını farketti ve şöyle dedi: hem zaten bazen minicik bir dokunuştur bize hayat veren...

Türkiye Pavyonu

Türkiye, Venedik Bienali Uluslararası Sanat Sergisi’nde ilk kez 1991 yılında Beral Madra’nın kişisel çabaları ve TC Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle yer aldı. Beral Madra, 1991-2001 yılları arasında bienalde yer alan Türkiye sergilerinin küratörlüğü ve komiserliğini üstlendi. 2003 yılında TC Dışişleri Bakanlığı’nın da desteğiyle bir mekan kiralama kararı alındı ve ilk Türkiye Pavyonu’nun küratörlüğü ve komiserliğini de 2007 yılına dek Türkiye’nin Venedik Bienali’ne katılımını sağlayan Beral Madra üstlendi. Aynı yıl İstanbul Kültür Sanat Vakfı Türkiye pavyonunu düzenleme görevini devraldı.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın girişimi ve 21 destekçinin katkılarıyla Türkiye, 2014 yılından itibaren Venedik Bienali’nde uzun süreli bir mekâna sahip oldu. Arsenale’de 2014-2034 yılları arasında tahsis edilen bu mekân sayesinde Türkiye Pavyonu, 2014 yılında ilk kez Venedik Bienali Uluslararası Mimarlık Sergisi’nde de yer aldı.

Türkiye Pavyonu Sponsorları

Türkiye Pavyonu, TC Dışişleri Bakanlığı ile TC Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde gerçekleştiriliyor.

Uluslararası Sanat Sergisi’nde yer alan Türkiye Pavyonu 2007 yılında Garanti Bankası tarafından desteklenirken, 2009 yılında İKSV'nin kendi imkânları ile yapıldı. 2007’de başlatılan Venedik Bienali Türkiye Pavyonu Dostları programı 2011 yılında da pavyonun gerçekleştirilmesine katkıda bulundu. 2011, 2013 ve 2015’te sponsorluğu Fiat tarafından üstlenilen Venedik Bienali Uluslararası Sanat Sergisi Türkiye Pavyonu, 2013 ve 2015 yıllarında SAHA Derneği’nin prodüksiyon desteğiyle gerçekleştirildi.

2014 yılında 14. Uluslararası Mimarlık Sergisi’nde yer alan Türkiye Pavyonu ise Schüco Türkiye ve VitrA’nın eş sponsorluğunda, Häfele’nin prodüksiyon desteğiyle gerçekleştirildi.

Türkiye’nin Venedik Bienali sergilerinde uzun süreli bir mekânda yer almasını sağlayan kişi ve kurumlar arasında Akbank, Mehveş-Dalınç Arıburnu, Berrak-Nezih Barut, Ali Raif Dinçkök, Vuslat Doğan Sabancı, Füsun-Faruk Eczacıbaşı, Oya-Bülent Eczacıbaşı, Enka Vakfı, Nesrin Esirtgen, Eti Gıda San. ve Tic. AŞ, Ahu-Can Has, Öner Kocabeyoğlu, MAÇAKIZI, Tansa Mermerci Ekşioğlu, Polimeks Holding, SAHA, Taha Tatlıcı, T. Garanti Bankası AŞ, Vehbi Koç Vakfı, Zafer Yıldırım, Yıldız Holding AŞ yer alıyor.

2018 yılı 16. Venedik Bienli Türkiye Pavyonu

Küratörlüğünü mimar Kerem Piker'in, yardımcı küratörlüğünü Cansu Cürgen, Yelta Köm, Nizam Onur Sönmez, Yağız Söylev ve Erdem Tüzün'ün üstlendiği Vardiya projesi kapsamında bienal süresince haftalık vardiyalar hâlinde Venedik'e gidecek mimarlık öğrencileri bienalin bu yılki teması Freespace/Serbestmekân kavramı çerçevesinde geniş katılımlı bir projeye dahil olacak.


Türkiye Pavyonu'nun İlk Konuğu Emre Arolat

Türkiye Pavyonu, Vardiya projesi kapsamında bienal süresince, Emre Arolat, Eva Franch Gilabert, Juhani Pallasmaa, Jan Boelen ve Refik Anadol gibi mimarlık ve tasarım dünyasının önde gelen isimlerini konuk konuşmacı olarak ağırlayacak.

Atölye katılımcılarıyla tüm bienal ziyaretçilerine açık olacak konuşmaların ilkinin konuğu mimar Emre Arolat olacak. Emre Arolat bienalin ilk hafta sonunda, Türkiye Pavyonu'nda 27 Mayıs Pazar günü saat 14.00'te bir sohbet gerçekleştirilecek. Konuşma, Vardiya'nın YouTube kanalından da canlı izlenebilecek.

Bienal süresince konuk konuşmacıların yanı sıra, farklı alanlardan isimlerin katılımıyla 50 çevrimiçi yuvarlak masa oturumu da gerçekleştirilecek. Aralarında Bernard Khoury, Andrew Kovacs, Han Tümertekin ve Cynthia Davidson gibi mimarlık ve tasarım dünyasının önde gelen isimlerinin bulunduğu konuşmacılar, oturumlarda atölye katılımcılarıyla beraber "Bienal ne için var?", "Bienal kimin için var?" ve "Bienal ne işe yarar?" sorularını irdeleyecek.


Vardiya Etkinlikleri YouTube Kanalı ve Blog Üzerinden Canlı Takip Edilebilecek

Vardiya süresince gerçekleştirilecek tüm atölye ve üretimler vardiyaxpress.com adresinden takip edilebilecek. 27 Mayıs'ta başlayacak ilk atölyeyle beraber Vardiya'nın güncel programı, katılımcılarının üretimleri, çeşitli yazılar, konuk konuşmacıların konuşmaları, dijital yuvarlak masa oturumları gibi projeye dair pek çok bilgi ve habere vardiyaxpress.com adresi üzerinden erişilebilecek.

Venedik Bienali 16. Uluslararası Mimarlık Sergisi boyunca Türkiye Pavyonu’nda gerçekleştirilen tüm konuşmalar ve çevrimiçi yuvarlak masa oturumları ise bienal boyunca Vardiya’nın YouTube kanalından (Vardiya Online: https://www.youtube.com/channel/UC_NTyZaDvOwX_kDJ47FQTIQ takip edilebilecek. Mimarlık okulu öğrencilerinin, Vardiya projesine başvururken hazırladıkları, Bienal ne için var?”,Bienal kimin için var?” ve “Bienal ne işe yarar?” sorularından en az birine cevap verdikleri bir dakikayı geçmeyen videolara da projenin Youtube kanalından erişmek mümkün.

Faydalanılan siteler

http://www.labiennale.org/it/architettura/2018

http://bienal.iksv.org/tr

http://www.arkitera.com/haber/30223/venedik-mimarlik-bienali-icin-geri-sayim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İtalya'da Yaşamak

Yurtdışı deneyimleri İtalya’nın birçok şehrinde sıklıkla misafirlerimi gezdiriyorum. Büyük bir hevesle geliyorlar ve İtalya’da bulunma...